18 Ekim 2014 Cumartesi

Derbi’den Geriye Kalan

        Eskisi kadar heyecan dolu bir bekleyiş olmasada deplasman yasakları olsun e-bilet den kaynaklı olsun ve içinde bulunduğumuz futbol ortamı futbola ve tribünlere olan sevgimizi buraklaştırıyor. Ne kadar böyle de olsa bir derbi zamanı gelmiş ve Galatasaray deplasmanına çıkıyorduk. Deplasman yasağının oluşu bizler çubukluya gönül vermiş hiç bir beklentileri olmayan insanlar maça gidemiyordu. Çubuklu'nun olduğu her yerde bizler her zaman arkasındayız.(Gidemesekte.) Maça gelirsekte iyi başladığımız bir maçtı. Takım üst seviyede olmasada önce ki haftalara göre bir tık daha yukarıda perfonmas sergiliyordu. (Derbi olması biraz daha farkıdalık sağlıyor.) İlk yarı biraz daha üstün oynadığımız eşit geçen bir ilk yarıydı. Bulduğumuz pozisyonları değerlendirebilsek biraz daha farklı bir futbol izleyedebilirdik. Maçın ikinci yarısında Alves’in yapmış olduğu faul sonucu 10 kişi kalmamız takımı etkiledi ve geride oynamak zorunda bıraktı bizi. Çubuklunun ağırlığını kaldırmamış, Galatasaray gibi bir maçta yapılmaycak bir hareketle kırmızı kart görmüş futbolcunun hiç bir açıklaması olamaz ve kabul edilemez. Bizler  o şanlı ‘’arma’’ nın olduğu her şeyimizi en temiz en üstlerde yer vermişken böyle bir maçta bu kadar sorumsuzluk, giydiği çubuklunun ağırlığını hissedememiş ve Fenerbahçe’ye yakışmayan davranış sonucu belkide maçı kaybettik. (Sneijder’in hakkını yememek lazım.) Bizler belki bugün kızıyoruz ama böyle de çok sevmişiz. Kazanabileceğimiz bir maçın sonu nasıl olursa derbide geriye kalan hüzün, buruklu ve kızgınlık oluyor.

Kanser et bizi FENER.

13 Nisan 2014 Pazar

E-Bilet fişlemedir, E-Bilet'e HAYIR!

    E-bilet uygulaması hükümetin her dönem özel ilgi gösterdiği Çalık grubunun şirketleri tarafından hayata geçirilecek. Maçlara bilet almak isteyen taraftarlar bu gruba ait olan AktifBank’ın çıkardığı banka ya da kredi kartı gibi işlev gören bir kart almak zorunda kalacak. Bu kartı almak isteyen taraftarlar, vatandaşlık numarası, fotoğraf, ev adresi ve kimlik bilgilerinin yanı sıra bir dizi özel kişisel bilgisini de bankaya beyan etmek zorunda kalacaklar.
İlginç olan ise AktifBank’ın sadece dört şubesinin olması, banka hizmetlerini PTT şubeleri üzerinden gören Çalık grubu, PTT’yi taşeron olarak kullanıyor, maliyet düşük yani. Kart kullanım bedeli olarak taraftarlardan, ilk yıl 15 TL alınacak ve bu fiyat her sene enflasyon oranında arttırılacak. Ayrıca her maç için bilet alındığında 2 TL’de hizmet bedeli ödenecek. Gelecek sezon, hem Süper lig hem de 1. lig maçlarının sadece biletlerinin değil kombinelerinin de bu sisteme dahil olduğunu düşündüğünüzde yaratılan rantın büyüklüğünü tahmin edebilirsiniz. Matematiği kuvvetli olanlar, ortalama 40 bin kişiye oynayan 3 büyük kulübün taraftarlarından elde edilecek rantı hemen hesaplayabilirler… 
   Peki bizler E-Bilet için ne yaptık? Üç büyük kulübün taraftarları olarak sadece deplasman yasaklarını bile protesto edemedik. (Fenerbahçe Tribünü Hariç) Bazı kendilerini ''ultra'' zanneden gruplar haksızlığa karşı TFF'ye yüreyeceğine biraz olsun ses çıkartsaydı deplasman yasağı olsun E-Bilet'e belki bir şeyler değiştirebilirdik. Fenerbahçe Tribünleri deplasman yasakları için elinden geldiğince bir şeyler yapsada E-Bilet konusunda da sessiz kalmıştır. Şimdilerde ise biraz ayaklanma var ama bu boykot yapılarak ve diğer kulüplerin taraftar grupları ile olmalı yoksa önümüzde endüstriyelleşen futbolda tribüncüler değil seyirciler yerinin almaya devam edecek.
   E-Bilet uygulamasına karşı ya bir araya gelip hukuki ve başta “boykot” dahil olmak üzere siyasi bir mücadele yapılacak ya da seneye iktidarın biçimlendirdiği tribünlerde “boynu bükük” maç izlemeye hazır olunacak.
Başka bir deyişle taraftarlar renk farkı gözetmeden bir araya gelip E-Bilet uygulamasını çöpe atmazlarsa kısa bir süre sonra taraftarlardan değil “seyircilerden” söz etmeye başlayacağız.