Eskisi kadar heyecan
dolu bir bekleyiş olmasada deplasman yasakları olsun e-bilet den kaynaklı olsun
ve içinde bulunduğumuz futbol ortamı futbola ve tribünlere olan sevgimizi
buraklaştırıyor. Ne kadar böyle de olsa bir derbi zamanı gelmiş ve Galatasaray
deplasmanına çıkıyorduk. Deplasman yasağının oluşu bizler çubukluya gönül
vermiş hiç bir beklentileri olmayan insanlar maça gidemiyordu. Çubuklu'nun olduğu her yerde bizler her zaman arkasındayız.(Gidemesekte.) Maça gelirsekte iyi başladığımız bir maçtı. Takım üst
seviyede olmasada önce ki haftalara göre bir tık daha yukarıda perfonmas
sergiliyordu. (Derbi olması biraz daha farkıdalık sağlıyor.) İlk yarı biraz
daha üstün oynadığımız eşit geçen bir ilk yarıydı. Bulduğumuz pozisyonları
değerlendirebilsek biraz daha farklı bir futbol izleyedebilirdik. Maçın ikinci
yarısında Alves’in yapmış olduğu faul sonucu 10 kişi kalmamız takımı
etkiledi ve geride oynamak zorunda bıraktı bizi. Çubuklunun ağırlığını
kaldırmamış, Galatasaray gibi bir maçta yapılmaycak bir hareketle kırmızı kart
görmüş futbolcunun hiç bir açıklaması olamaz ve kabul edilemez. Bizler o şanlı ‘’arma’’ nın olduğu her şeyimizi en
temiz en üstlerde yer vermişken böyle bir maçta bu kadar sorumsuzluk, giydiği
çubuklunun ağırlığını hissedememiş ve Fenerbahçe’ye yakışmayan davranış sonucu
belkide maçı kaybettik. (Sneijder’in hakkını yememek lazım.) Bizler belki bugün
kızıyoruz ama böyle de çok sevmişiz. Kazanabileceğimiz bir maçın sonu nasıl olursa derbide geriye kalan hüzün, buruklu ve kızgınlık oluyor.
Kanser et bizi FENER.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder